“İnsan ölürken tam 21 gram kaybeder. Herkes. 21 grama ne sığdırabilirsin? 5 tane bozukluk, bir sinekkuşu, bir bar çikolata. Kaç hayat yaşar, kaç kez ölürüz?”

13.2.13

Mezarların havadan daha sıcak olduğu bir akşamüzeri. Eve döndüğümde babaannemden konuşuyorlardı.
İlk başta öyle düşünmüştüm.
Bir mezardır almış başını gitmiş, koltuklara alelade atılmış eşyalar gibi duran aile fertleri arasındaki, havada gözleri ağırlaştıran bir gerilimin dolaştığı muhabbette. Babaannem değilmiş konu.
Dediler ki:
Bu mezar, yazın ikinci kattaki balkona çıkıp, ıslak yaz sıcağında, sevişmekten ya da işemekten daha çok tat veren esintiyi hissetmek için bu evde merdivenleri çıkmaya çalışırmış bütün kış.
"Beni almaya geldiklerinde, onlara ayak uydurabileyim de beni taşımak zorunda kalmasınlar. Hemen çıkabileyim" dermiş mezar.
Mezarın yaptıklarını gözlerinde canlandırıp gülüştüler. Ben de yukarı çıktım.
Mezar bunu yapabilmek için bütün kış uğraşırken, ben sadece 20 saniye sonra yukarıdaydım. Bunu sevdiğim adamla konuşmak için yaptım.
20 saniye.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder