“İnsan ölürken tam 21 gram kaybeder. Herkes. 21 grama ne sığdırabilirsin? 5 tane bozukluk, bir sinekkuşu, bir bar çikolata. Kaç hayat yaşar, kaç kez ölürüz?”

15.1.13

"...kurnaz ve hilekar bir ifade. Sanki her karşılaştığı kişiyle arasında, iki tarafça da bilinen iğrenç bir sır varmış da, zaten ikisi de çok iyi bildiği için söylemeye gerek görmüyormuş gibi."

Boyu bana cuma günlerini hatırlatır. Tatlı bir uzunluğu vardır cumaların.
Bir heykeltıraşın elinden çıkma hatlarını; hiçbir zaman gerçekten istediği gibi olmayan çocukluğunun, fizyoterapiste tonlarca para ödemesine sebep olan çocuk felcinden kalma sakatlığı gibi gördüğü gamzeleri bozar. "Ya yanaklarımı yok sayabileceğim kadar olmalıydı, ya da hiç olmamalıydı" der onlar hakkında.
Heykeltıraşın yaptığı bütün hatalarla birlikte oyduğu taştaki inatçılık "muhteşem"in oluşmasını engellemiş ama kusurun en parlak çağının onda vücut bulmasını sağlamış. Vücudu bana her cuma akşamı orada olduğunu bildiğim ama hiçbir zaman göremediğim bir tanrıyı hatırlatır.
O, hayalleri yıkıldığında yutkunabildiğini bildiğim tek insandır.
Sevgili Dubrovnik sakinleri,
Bir eylemi hayat felsefesi edinmiş bir adamdır o. Kadıköy sokaklarını bilmeden ya da Montana'ya hiç gitmeden çetenin lideri olmuş biri.
Zarında 2 yokken, iki atmak için kendine tapan biridir o adam. Kaybetme eylemine hiç danışmadan, kendisine yüklediği gibi tanrısal bir güç yüklemiş ve seviştiğinde yatakta bıraktığı her ter damlasını ona kurban etmiştir. Kaybetme eylemi, onun dışında herkese ondan bıktığını söylemiş ama ikiyüzlü ve parasını aldığı sürece sorun yaratmayan fahişeler gibi düzülürken gözlerini kapatıp kendisini başka cümlelere yüklem yapmıştır.
Bu da böyle bir adamın hikayesi.
Bu adam bir kadını almış ve en kuytu yerlerini dayayıp döşeyip hayatının merkeziymiş gibi ona göstermiş ve kira almamıştır.
Bu, yüzünde daima yanlış yaptığı her şeyin sorumluluğunu çocuğuna yükleyen babalardaki, hipotermi düşüncesi kadar hastalıklı ve soğuk bir ifadesi olan adamın hikayesi.
Hiç dahil olmadığı diyaloglarda bulunabilen biridir o. Öyle cümleler vardır, adın hiç geçmese de varsındır onda. Öyle cümleler..
Sigara içmesi bana her zaman ellerindeki kusuru kamufle etmek için yaptığı bir eylem gibi gelir. Her şey bittiğinde ya da henüz başlamadığında düşündüğüm tek şey ellerinde kusur olmadığı.
Bir adamın hikayesi de böyle biter.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder