“İnsan ölürken tam 21 gram kaybeder. Herkes. 21 grama ne sığdırabilirsin? 5 tane bozukluk, bir sinekkuşu, bir bar çikolata. Kaç hayat yaşar, kaç kez ölürüz?”

16.5.13

toz.

"birdenbire olup bitiveriyor. kabus da rüya da aynı. ikisi de geçiyor."

anyway..
çocukluğum, yağmurun her zaman her şeyi temizleyebileceğine inanarak geçti. bunda babamın iyimserliği büyük rol oynuyordu muhtemelen.
ilk elektrik kesilmesi ve zifir karanlıkta kalma deneyimim babamı, bozuk bir firitözün üzerine eğilmiş tamir ederken izlediğim bir anda gerçekleşmişti.
(aslında karanlık olduğu için görmedim yalnızca böyle olduğunu hayal ediyorum ama) babam bana doğru döndü ve "korkma" dedi. sonrasında kahramanca bir "ben burdayım" beklesem de (ki o yaşlarda böyle bir şey bekleyip beklemediğimi bilmiyorum) bir süre daha duraklayıp "her zaman birileri gelir" diye ekledi.
hayatımın dibe vurduğum anlarından birinde, bunu yazmaya koyulduğum bir gece elektrikler kesildi. kapının olduğu yere doğru dönüp içeri girecek olan kişiyi beklemeye başladım. içeriye girmesini istediğim adam bulunduğum şehirde bile değildi.
o gece ve ondan sonraki geceler kendimle her zaman sesli konuştum ve "birileri mutlaka gelir" dedim.
bu mottoyu öğrendiğim günlerde yağmurun her şeyi temizleyeceğini düşünürdüm. "bereket yağıyor" derlerdi ya..
aslında yağmur tam olarak, su buharının toz zerreleri etrafında yoğunlaşması sonucu ağırlaşması ve yeryüzüne inmesi sonucu oluşur. bilimsel konuşmak, her zaman kendimi ciddiye almama ve sizin de bunu yapmanıza yaramıştır..
eğer ortada bir toz varsa, bu kirlilik demektir. yani her damlada toz olması ve milyonlarca damla olması.... yağmuru benim gözümde çok başka bir şeye dönüştürmüştü.
sonra bir gün, bir adam beni öptü. ve tozdan görünmeyen bir cama kalp atışları çizdi.
toz, sizin için baştan beri tozken benim için 2 defa karakter değiştirdi.
o an dedim ki, bir daha asla bu kadar mutlu olamayacağım.








ve haklıydım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder