“İnsan ölürken tam 21 gram kaybeder. Herkes. 21 grama ne sığdırabilirsin? 5 tane bozukluk, bir sinekkuşu, bir bar çikolata. Kaç hayat yaşar, kaç kez ölürüz?”

9.7.13

müzik girdi.
sanki "öyleyse.." ile başlayan cümleler için gelmişti dünyaya. düşündüğü belirli kalıpları başkalarının fikirleriyle donatır ve öyleyse tabağıyla önünüze sunardı.
"öyleyse, sanırım sen beni sevmeye devam edebilir ve karşılığında istediğin olmasa da susabilirsin."
en kötü özelliği beni sevmiyor oluşuydu ki bunun affedilebilir bir yanı yoktu. bunun, beni sevmiyor oluşundan başka hiçbir yanı yoktu. her duvarı aynı renk rübik küpler gibi.
en iyi özelliği ya da özelliklerinden biri iyi sevişiyor olmasıydı ki bu göz ardı edilebilir bir şeydi.
mastürbasyonu ilk bulan insanın bununla zengin olacağını düşünmemesi beni hayal kırıklığa uğratıyordu çünkü onun bana verdiği zevki elim de veriyordu. iki parmağımla onu kıyaslamanın da affedilebilir bir yanı yoktu. vazgeçtim.
"öyleyse, gidip o iki parmağınla kendini becer, belki sonra sarılıp uyursunuz."
en akla gelmeyen yanı aklıma gelmiyor.
bazen onu özlüyorum. sonra sevişiyoruz. vazgeçiyorum.
müzik çıktı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder